CHP Emek Büroları’ndan Zorunlu Eğitim Açıklaması

09.07.2025

ZORUNLU EĞİTİMDEN VAZGEÇİLEMEZ! ÇOCUKLARIMIZI İŞÇİLİĞE DE GERİCİLİĞE DE TESLİM ETMEYECEĞİZ!

Milli Eğitim Bakanlığı’nın liselerde zorunlu eğitimi 2 yıla indirme tasarısını endişeyle takip ediyoruz. Bu düzenlemenin MÜSİAD’ın “zorunlu eğitimin istihdama engel olduğu” yönündeki açıklamasının hemen ardından gündeme gelmiş olması ise daha da kaygı verici bir durumdur. Keza Memur-Sen’e bağlı Eğitim-Bir-Sen tarafından açıklanan saha araştırması da bu politik tercihin bir uzantısıdır. Söz konusu araştırma, eğitimde niteliği öncelemek yerine, çocukları işgücü piyasasına daha erken sürede sürme anlayışını meşrulaştırma gayretidir.

Liseyi “Gereksiz” İlan Eden Anlayışın Amacı: Çocukları İşçileştirmek

Lise son sınıfın “gereksiz” ilan edilmesi, zorunlu eğitimin “istihdama engel” olarak tanımlanması, öğrencilerin üniversiteye ya da hayata hazırlanmalarının önüne geçilerek bir an önce işçileştirilip piyasanın ihtiyaçlarına göre şekillendirilmelerinin istendiğini ortaya koymaktadır. Bu yaklaşım, çocuklarımızın haklarını gözetmeyen, sermayenin taleplerini önceleyen bir zihniyetin yansımasıdır.

Kamusal Eğitim Hakkı Sermaye Taleplerine Teslim Edilemez

Önceliğimiz, çocuklarımızın eşit, nitelikli ve güvenli bir eğitim hakkına tam erişimidir. Eğitim sistemi, piyasanın beklentilerine göre şekillenemez; kamusal haklara ve çocukların çok yönlü gelişimine dayanarak yeniden kurulmalıdır.

Bu girişimler, MESEM’lerle yolu açılan çocuk işçiliğinin giderek derinleştirilmek istendiğinin kanıtıdır. Sermayenin ucuz, güvencesiz ve itaatkar işgücüne olan talebi, çocuklarımızın eğitim hakkının önüne konmaktadır. Bu girişim, çocuklarımızın geleceklerini kurma çağında eğitim olanaklarından koparılarak sefalet koşullarına mahkum edilmesi anlamına gelmektedir.

Pedagojik Değil, Politik Bir Tercih

Bu, tıpkı MESEM’ler gibi pedagojik bir ihtiyaç değil politik bir tercihtir. İktidarın, yoksul çocuklarını yine yoksulluğa, güvencesizliğe ve ucuz işçiliğe daha en başından mahkum eden tutumunun bir göstergesidir. Toplumsal eşitsizlikleri azaltmakla yükümlü devletin, bu eşitsizlikleri kalıcılaştıran ve derinleştiren girişimlerde bulunması kabul edilemez. Zorunlu eğitimin süresini düşürmek, özellikle yoksul, kırsal ve dezavantajlı bölgelerde çocukların daha erken yaşta okuldan ayrılarak işçiliğe mecbur bırakılması anlamına gelecektir. Kız çocuklar içinse doğrudan eğitimden koparılmak ve eve kapatılmak ihtimalini taşımaktadır.

Gericiliğe Açılan Kapı: Tarikat ve Cemaatler

Zorunlu eğitimi kısaltmak, çocukları hem toplumsal yaşamda hem de üretim alanında cemaat ve tarikat yapılanmalarına açık hale getirecektir. Eğitimdeki boşluğun gerici yapılanmalarla doldurulması kabul edilemez. Bu durum hem çocuk işçiliğini meşrulaştırmak hem çocuklarımızı gerici uygulamalara maruz bırakmak hem de anayasal güvence altında olan eğitim hakkını ortadan kaldırmak anlamına gelmektedir.

Çocuklarımızın geleceği için yapılması gerekenler nettir:

• Zorunlu eğitimin kısaltılması çalışmalarına derhal son verilmeli,

• Sürekli çocuk işçi ölümleriyle gündeme gelen MESEM uygulaması durdurulmalı,

• Laik, bilimsel ve parasız eğitim güvence altına alınmalı,

• Eğitimde cemaat ve vakıflarla yapılan tüm protokoller iptal edilmelidir.

Bu Karanlık Düzeni Kabul Etmiyoruz

İktidarı, belirli kesimlerin kısa dönemli çıkarları uğruna, çocuklarımızın ve toplumun geleceğine ihanet etmemeye çağırıyor, bu karanlık düzenlemeyi kabul etmiyoruz. Çocuklarımız kadar aydınlık bir geleceği inatla ve umutla yeniden kuracağız!

CHP EMEK BÜROLARI


Benzer Haberler